23 Aralık 2013 Pazartesi

Mat Ruh: Mavi Saçlı Kız ile Dövmeli Oğlan 2

Sonbahardan kalma bir Aralık günü... Aralık ayı hem başlangıcı hem sonu içinde barındırması vesilesiyle hep kafası karışık bir aydır. Eskinin izlerine yeni izler ekler. Tıpkı karla kaplanmış yerde duran sararmış yapraklar gibi. Bu görüntü benim hoşuma gidiyor nedense. Kendime yakın hissettiğimden belki de... Kafa karışıklığı konusunda Aralık ayıyla yarışırım. Güneş, ışınlarıyla rüzgarı üflüyordu üstümüze üstümüze... Dövmeli oğlan dışarıdaki tahta masalardan birinde oturuyordu, tost ve çikolatalı sütü ile. Mavi saçlı kız tost ve çikolatalı sütünü alıp tüm cesaretini topladı. Ona doğru yürüdü tam önünde durdu ve hayatını değiştirecek o soruyu sordu: Oturabilir miyim? Dövmeli oğlan şaşkın gözlerle ona bakıp hemen toparladı ve başını evet anlamında salladı. Mavi saçlı kız tuttuğu nefesini verip oturdu. Hiç konuşmadan tostlarını yediler arada birbirlerine bakıyorlardı. Dövmeli oğlan yemeğini bitirdi, bir sigara yaktı. Kalkmadı masadan. Mavi saçlı kız içten içe gülerek yemeğini bitirir bitirmez kalktı masadan. Arkasına bile bakmadan gitti. Şimdi dışından da gülüyordu. İçini bir mutluluk kaplamıştı. Sanki aralarında gizli bir anlaşma yapmışlardı. Konuşan kaybedecekti. Ve mavi saçlı kız oldukça iddialıydı. İkinci gün sormadan oturdu dövmeli oğlanın yanına. Dövmeli oğlan ilk önce anlamaz gözlerle onu süzdü sonra zafer kazanmış bir edayla gülümsedi. Mavi saçlı kız bu gülümsemeyi kalbine koydu. Şimdi onu bu denli mutlu eden bu gülümsemenin zamanı gelince ne kadar acıtabileceğini düşündü. Hemen silmek istedi bu gülümsemeyi ama çoktan kalbine kilitlemişti bile. Bu bir oyundu fazla kaptırmamalıydı kendini. Bu oyunu kaybetmeyecekti. Oyunu bozan o olmayacaktı. Bunları düşünürken dövmeli oğlanın ona dokunduğunu hissetti. Bir kuş gibi titriyordu. Dokunuşunu da kilitledi kalbine. Yavaşça ona döndü. Dövmeli oğlan onun saçlarını kulağının arkasına koyup kulaklığının tekini mavi saçlı kıza taktı. Gülümsedi mavi saçlı kız. Sonra ikisi de önüne dönüp şarkıya bıraktılar kendilerini...

''Martılar çığlık çığlığa diyor ki, dön sarıl ona
Çok geç olmadan dön bu yollardan
Kır artık zincirini, bu kalp aşksız kir pas tutar
Çok geç olmadan dön bu yollardan...''













Kalbimin en mat yerinden...








































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder